Torun ve Ekrem İmamoğlu, Yenilenen Tirebolu Meydanı’nın Açılışını Yaptı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin katkılarıyla yeniden düzenlenen Tirebolu Meydanı’nı vatandaşların kullanımına açtı.
Açılış için düzenlenen törende konuşan İmamoğlu, “Biliyorsunuz; Bu ülkede, mahkeme aracılığıyla her şeyin sahibi olduğunu sanan, yargıyı iktidarın silahı olarak kullanan, millet iradesine darbe vurmaya çalışan, yok saymaya çalışan bir irade ile mücadele ediyoruz.
Onları şikayet etmek için sana geldim. Sizlerin azmi ile bu bir avuç insanın bozuk düzenini bozacağız. Bir kişiyi evine gönderiyoruz, 86 milyon insanımızı mutlu ediyoruz. Bu kadar basit” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Piraziz ve Merkez’de başladıkları Giresun çeşidinin ikinci bölümü için yönlerini Tirebolu’ya çevirdi. Vatandaşlar, İmamoğlu’nu Keşap ve Espiye yollarında karşıladı.
ESPİYE’DE KONUŞUYOR: “MİLLETİMİZİ BAŞKA YAPAN AKLI MAYIS’TA BİRLİKTE TUTACAĞIZ”
İmamoğlu, Espiye’de coşkulu kalabalığa yaptığı konuşmada, “Bütün belediyelere takviye yapıyoruz. Hangi partiden olursa olsun kapımızı çalan her belediye ile İstanbul’un gücünü paylaşıyoruz. Ve herkese eşit davranırız. 16 milyon insanımıza eşit bakıyoruz. Hepsinin memnun olduğundan emin olmak için çok çalışıyoruz. Bizi bölmek isteyenlerin, iyilikle, güzellikle, temiz kalple, ahlakla, vicdanla parti tercihleri üzerinden insanları ayrıştıran zihniyete karşı mücadele edeceğiz. Ve göreceksin; Mayıs ayında milletimizi üzen, gücendiren, ötekileştiren aklı hep birlikte ezeceğiz. Bunlar bir avuç insan. İstanbul’da nasıl kazandık? Artık Türkiye’de biz kazanacağız. Bu siyasi bir kazanç olmayacak. Ülke için kazanacağız. Milletimiz için kazanacağız. Geleceğimiz için kazanacağız. Onun için emin adımlarla yürüyelim” dedi.
TIREBOLU MEYDANI YENİLENDİ
Torun ve İmamoğlu’nun Tirebolu’daki ilk durağı belediye binası oldu. Belediye Başkanı Burhan Takır’ı makamında ziyaret eden Torun ve İmamoğlu, daha sonra ilçenin sahil kesiminde meydana gitti. Yine İBB’nin katkılarıyla düzenlenen “Tirebolu Meydan Düzenleme Projesi” düzenlenen törenle halkın ziyaretine açıldı. CHP Trabzon Milletvekili Ahmet Kaya’nın da katıldığı törende sırasıyla; Tirebolu Belediye Başkanı Takır, CHP Giresun Milletvekili Necati Tığlı, İmamoğlu ve Torun birer konuşma yaptı.
“KARADENİZLİ EVLİYİM”
Kendisini “Karadeniz’in oğlu” olarak tanımlayan İmamoğlu’nun konuşmasının manşetleri şöyle oldu:
“Yaklaşık 35 yıldır memleketimin dışında bir hayatım var. 35 yıldır bu güzel toprakla bağımı hiç koparmadım. Tirebolu’yu da ayrıca severim. Tirebolu’nun yeri, doğası, coğrafi özelliği ve tarihteki yeri de özeldir. Bugünkü konumu da çok özel. Her zamanki gibi beni Tirebolu’ya bağlayan güzel insanlar var. Arkadaşlarım var. Güzel yerleri var. sık sık gelirim Seni selamlıyorum. Sokaklarını dolaşıp insanlarıyla sohbet ediyorum. yapmaya devam edeceğim. En son geldiğimizde bu meydanın daha iyi bir meydana dönüştüğüne dair gözlemlerim olmuştu. Burayı gezerken daha sonra çok değerli Belediye Başkanımız Burhan Bey’e bu duygularımı ilettim. Biz de kendisiyle burayı nasıl derleyip bu şehre sunabileceğimizi konuştuk. Bugün bu haliyle düzeni ve sistemiyle Tirebolu’ya yakışır bir yer olduğu için çok mutluyum. Tirebolu’ya hayırlı olsun.”
“BU ÜLKENİN ABİLEN ÜLKESİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORLAR”
“Değerli hemşerilerim, değerli dostlarım; Benim Giresun ziyaretimin elbette ayrı bir özelliği var. Çözmemiz, konuşmamız, halletmemiz gereken bir ülke sorunu var. Ben de onun için geldim. Biliyorsun; Bu ülkede yargıyı devletin silahı olarak kullanarak millet iradesini hiçe saymaya çalışan bir akılla, mahkeme aracılığıyla her şeyin sahibi olduğunu sanan bir iradeyle mücadele ediyoruz. Onları şikayet etmek için sana geldim. Kendilerini milletten üstün görüyorlar. Bu ülkenin sözde bir kabileler ülkesi olduğunu düşünüyorlar. Aslında bu ülkeye büyük bir kötülük yapıyorlar. Hukukun üstünlüğü unsurunu ihlal ediyorlar. Milli iradeyi yok sayıyorlar. Onlara bir şeyi hatırlatmamız gerekiyor: Bir söz bu ülkede yüz yılı aşkın süredir geçerli. Bu söz, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı andan itibaren geçerlidir. Amasya’dan Erzurum’a, Sivas’tan Ankara’ya taşıdığı masraflarla; ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ dedi. Burada onlara Cumhuriyeti hatırlatacağız.”
“MİLLETİMİZ BU KARARI REDDİ”
“Cumhuriyet, yönetenlerin haddini bildiği sistemdir. Cumhuriyet yetimlerin asaletidir. Cumhuriyet, doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine bu cennet vatanın her evladının mesken olarak gördüğümüz bir vatanın eşit hissedarı olduğu bir memlekettir. Hayır, birbirimizden farklı değiliz. Hiçbirimiz birbirimizden üstün değiliz. Biz bu ülkenin eşit çocuklarıyız. Bunu en üst seviyeden bir sonraki seviyeye kadar bu bir avuç insana hatırlatıyoruz. Limitleri beyan ederiz. Size bilgi vereceğiz. Zaman yakın. Sınırı o ilan edecek, milletimizdir, milletimizdir. Pahalı arkadaşlar, bu bir haysiyet saldırısıdır. Yaptığımız iş onur işidir. Kararlar, mahkeme kararları, soruşturmalar, terör soruşturmaları -sözde- bunların hepsi siyasi kararlardır. O kararları o mahkemeden çıkarmak için yaptıkları düzenlemeleri birer birer biliyoruz. Sadece yerel mahkemeyi değil, mahkemedeki ekiplerin de savcıdan hakime nasıl baskı ve baskı uyguladıklarını biliyoruz. Orada adalet yok. Orada hüküm yargı olmaktan çıkıyor, ne yazık ki içinizden olmayanlar için tehlikeli bir silaha dönüşüyor. Bu nedenle mahkeme dışı da olsa bu karar yanlıştır. Biz bu kararı reddediyoruz. Milletimiz bu kararı reddediyor. Hiçbir vicdan yapmaz. Partisi yok.”
“NE? İSTANBUL’U ELİMİZDEN ALACAKLAR”
“Sevgili arkadaşlar; o nedir? İstanbul’u elimizden alacaklardı. İstanbul’u kendilerine mal sanıyorlar. Kendileriyle ilgili olduğunu düşünüyorlar. Aynı şekilde bu ülkenin kendilerine ait olduğunu düşünmeye başladılar. İstanbul’daki seçimi 13 bin oyla kaybettiler. Kendi malları sandıkları için binbir yalan ve talanla seçimi bizden çalmaya çalıştılar. Millet 806 bin tokat attı. Şimdi milletin ve vatanın kendilerine ait olduğunu düşünüyorlar. Göğsüne atılan yemek tokatlarının sayısını hesaplamakta bile zorlanıyorum. Milyonlar aradaki farkı yiyecek, milyonlar. Giresun’dayım, Tirebolu’dayım, Türkiye’deki bu hukuksuzluğu kırmak ve bu karara karşı dik duruşumuzu sizlerin iradesiyle ortaya koymak için varım.”
“BİZ-Z-CA-İNSANLARIN KRİTİK DÜZENİNİN BİR FONÇASINI DÜŞÜRDÜK”
“Türkiye ekonomik uçurumun eşiğinde. Bu topraklarda adalet ve huzur kalmadı ve hepimiz merhamet zevkimizi kaybettik. Kime sorsam endişeli ve şikayetçi. Ancak bir tek dertleri var: ‘Ah sandalyem elimden gitmedi. Oh, bu düzenin bozulmasına izin verme.’ Bu sistem bir avuç insanın sistemidir. Bu düzende milletin menfaati yoktur. Bu sistemde çocuğunuza liyakatine göre iş imkânı yoktur. Her beş kişiden 75’i bu ülkede eğitimden şikayet ederken, bu bir avuç insanın acısı, çocuklarımız doğru dürüst eğitim alamıyor, hiçbir zaman da olmayacak. Bu nedenle sizlerin kararlılığıyla bu bir avuç insanın çarpık düzenini bozacağız. Bir kişiyi evine göndeririz, 86 milyon insanımızı memnun ederiz. Bu kadar kolay. Bu milletin eşitsizliğe tahammülü yok. Siyaset adı altında milleti birbirine düşman ediyorlar. Giresun’da hukuksuzluk varsa karşısında dururuz. İstanbul’da olursa biz onun önünde dururuz. Mardin’de olursa orada da önünde dururuz. Diyarbakır’daysa orada da karşısına çıkarız. Hiçbir vatandaşım kanunsuzluktan, adaletsizlikten zarar görmeyecek.”
“BU ÜLKE; HER ZAMAN ADALETSİZLİK VE HUKUKSUZLUĞA KARŞI DURMUŞTUR”
“Bu ülke; Haksızlığa ve hukuksuzluğa her zaman karşı olmuştur. Özgürlüğünden asla taviz vermedi. Her yerde diyorum ki: Acaba hangi deli beni zincirleyecek. Hepimiz özgür doğduk ve özgür yaşayacağız. Özgürlüğümüzden asla vazgeçmeyeceğiz. Bu ülke bir kişinin değil 86 milyon kişinin güçlü olduğu bir ülke olacaktır. Bu ülkenin parlamentosu da güçlü olacaktır. Bu ülkenin hükümeti de güçlü olacak. Yargısı da güçlü olacak. Yerel yönetimler de güçlü olacak. Bu ülkenin bürokratına her gün bir kişi bile fırça atmaz. Bu ülkenin bürokratı işini yapacak, denetlenecek. İnsanlar bunu takdir edecek. İnsanlar fırçayı fırlatıyor. Sandıkta hesabını verirsin, millete fırçayı atar. Kurumların büyüdüğü ve büyüdüğü bir Türkiye yaratacağız. Vatandaşlarımızın hakları, özgürlükleri, maddi imkanları ve imkânları genişleyecek. Çocuklarımız çok sevinecek. Çocuklarımız eğitimde eşit olacak. Vatandaşın sözüne kimse söz geçiremeyecek. Bir ülke ancak böyle güçlenir. O yüzden hepimizin bu eksiklikleri tamamlaması gerekiyor. Neden daha neşeli, daha özgür ve daha zengin olmayalım? Bu ülkenin parası bize yeter. Millet İttifakı’nın yapmaya çalıştığı da budur. İşte Altı Sofra Türkiye’mizi güçlendirmeye çalışıyor. O masada görev yapan siyasi partilerimizin başkanlarının da selamlarını getirdik. Genel Liderimiz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener Hanım başta olmak üzere tüm liderlerin selamlarını getirdik.”
“BÖYLE BİR SÜRECİ YÖNETEN YÜZYILIN LİDERİ OLAMAZLAR”
“Bugün ‘Ben öyle bir sistem kurdum ki bu ülke dik dursun’ diyemiyorsa; Ülkeniz hala yirmi yıldır her gün büyük sorunlar yaşıyorsa ve bu ülkede insanlar hala ülkeden kaçmak istiyorsa; gençler umutsuzsa, ne yazık ki gençler gelecek hakkında hayal kuramaz; Çocuklar bile adalet istiyorsa, ‘Kurtarın bizi’ deseler… Üzgünüm. Böyle bir süreci yöneten asrın lideri olamaz. Böyle bir süreci kim yönetirse hepimize yük oluyor. Bu vesileyle bu ülkeyi kurum ve kurallarla güçlendirip, bir avuç insana karşı vicdanın, ahlakın, fazilet ve merhametin konuşulduğu bir dönemi, yeni bir düzeni hep birlikte kazanacağız. Sağduyumuz, gülen yüzümüz, halayımız, horonumuz, davulumuz, zurnamız, kemençemiz ile Cumhuriyetin demokrasi ve adaletle taçlandırıldığı 14 Mayıs’ta bayrama hazır mıyız? Sizden ricam şudur: Birbirimize sahip çıkalım. Bölünmeden tek yumruk olalım. Biz birbirimizi seven insanlarız. Gelin bu ülkeyi hak ettiği yere birlikte götürelim.”
“AŞKIMIZ KÖTÜLÜĞÜ GÜÇLENDİRECEKTİR”
“Biz birbirimizi seven insanlarız. şarkı var mı; Hemen anlatayım: Giresun’da kayıklar/kızlar çıldırmış, fındık ayıklıyorlar/sevgililer gece gündüz konuşuyor. Bu kadar değil miydi? Biz birbirimizi seven insanlarız. Aşkımız sefaleti bastıracak. Birbirimize olan tutkumuz, bizi bölen insanları susturacaktır. Bağıracak, bağıracak; kimse o sesi duymayacak. Hatta görmezden gelecek. Gözlerimizin içine baktığımızda, gelecek için umut dolu olacağız. Size şunu söyleyeyim: O eski tartışmaların günleri geride kaldı. Giresun’da söyledim, burada da söyleyeyim: ‘Efendim ata binen Üsküdar’ı geçer’ dedi. Artık at bizim, Üsküdar bizim. Bu yüzden 14 Mayıs’ta mesele kargaşa, yoksulluk ya da umutsuzluk değil; Huzurun, zenginliğin ve mutluluğun kazandığı bir seçim olsun. 14 Mayıs coşkulu bir milletin bayramı olsun. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına layık olsun. Millet olarak atalarımıza, dedelerimize, ninelerimize ve Mustafa Kemal Atatürk’e hep birlikte layık olalım. Hep birlikte kazanalım. Sana güveniyorum. Bu haksızlıklara ve hukuksuzluklara karşı en yüksek direnişle dimdik duracağız. Yukarıda gördüğünüz o sarp kayalıkların, dağların, yokuşların oğluyum ben. Ben bir Karadeniz çocuğuyum. Ben de cesaretimi kırmayacağım. Hep birlikte kazanacağız. Bu kötü kararları millet olarak ortadan kaldıracağız. Geri adım atacağız ve her zaman hakkın, hukukun ve adaletin kazandığı bir seçimde birlikte yaşayacağız.”
TORUN: “SİZ BU ÜLKE KAYNAKLARINI AÇIKLIYORSUNUZ”
Meydanda toplanan vatandaşlara CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamlarını ileten Torun, “Çok pahalı Belediye Başkanımız Anadolu’nun her köşesinde elinden geldiğince bu hizmetleri yapmaya çalışıyor. Bugün Tirebolu’muzda da gördüğünüz gibi güzel bir meydan düzenlemesi ile karşı karşıyayız. Tirebolu Belediye Başkanımın birçok hizmeti elinden geldiğince yapmaya çalışması adettendir. Büyükşehir olarak Ekrem Bey her türlü takviyesiyle yanındadır. Belediyelerimiz her türlü imkansızlığa rağmen gerçekten çok çalışıyor. Devletin her türlü engellemesine, her türlü kamu kaynağını kapatmasına rağmen büyük bir çaba gösteriyorlar. Ancak başardıkça bu zalim yapı maalesef onları mahkûm etmeye çalışır. Ama asla pes etmeyeceğiz, asla diz çökmeyeceğiz. Bu sabah Ataşehir’de operasyon yaptılar. Şu anda 21 arkadaşımızı gözaltına aldılar. 10 yıl önceki defterleri karıştırıyorlar, ‘Ne bulacağız’ diye çalışıyorlar. bulamazsın kardeşim Biz de bulamayacağız. kendine bak Sen lekelisin. Bu ülkenin kaynaklarını sömürüyorsunuz” dedi.
“HİÇBİR BELEDİYE BAŞKANINA DOKUNAMAYACAKSINIZ”
Ülke ekonomisinde zor günlerden geçtiğimizi söyleyen Torun, “Her yerde yangın var. Bugün dün enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK rakamlarına göre yüzde 57. Buna inanıyor musun? Onların işi kandırmak, böbürlenmek, aldatmaktır. Ve ne yaptılar biliyor musun? Dün TMO’ya fındık sattılar. 61-62 lira olan fındığı 55 liraya indirdiler. Yine birilerine, yabancı sermayeye para kazandırdılar. Yine üreticinin haklarını çaldılar. 14 Mayıs’ta üreticinin hakkını çalanlara gereken cevabı verecek miyiz? Evet; Bu hırsızların saltanatına son vereceğiz ve hep birlikte Millet İttifakı olarak milletin iktidarını göreve getireceğiz. Meydanımıza ve Tirebolu’ya hayırlı olsun. Keyifli günlerde buluşacağız elbette. Mutlu günlerde buluşacağız. Ve hiçbir belediye başkanımıza dokunamayacaksınız.”
EYNESİL KONUŞTU: “BİR FIRSAT İNSANIN KARŞISINDA AYAKTA OLDUĞUMUZU HERKES GÖRSÜN”
Konuşmaların ardından kurdele kesimi ile İBB’nin katkılarıyla düzenlenen Tirebolu Meydanı vatandaşların kullanımına açıldı. Tirebolu’dan Eynesil’e geçen Torun ve İmamoğlu’nu Belediye Başkanı Ahmet Latif Karadeniz ve coşkulu hemşeri topluluğu karşıladı. Vatandaşların yoğun ilgisi altında belediye binası önüne ulaşan İmamoğlu, orada vatandaşlara bir konuşma yaptı. “Giresun’daki 3 ilçe belediyemizi de ziyaret etmeyi çok istiyorduk. Liderlerimizin yanındayız. Birlikte proje üretmek ve eser üretmek konusunda karşılıklı diyalog halindeyiz. Her bölge için bir sanat eserine sahip olmak istiyoruz. Varlığınız, inan bana, bize güç veriyor.” “Hak ve hukukumuzu yemek isteyen bir avuç insanın karşısında dimdik ayakta olduğumuzu, tek vücut olduğumuzu herkesin görmesini istedim” diyen İmamoğlu, “Bu yüzden Giresun’dayım. Eynesil’deyim. İyi ki varsınız. Bu bölge insanının kafası karışmıyor. Bu ülkenin insanı asla haksızlığa boyun eğmez. Bizim karakterimiz bu. Bugünkü vasiyet diyor ki; ‘Vatan benim İstanbul da. Ben ondan istediğimi yargı eli ile alırım, başka türlü oyunlarla, işime bakarım, biz de diyoruz ki, ‘Artık bu millete o sözleri geçemezsiniz’. Bugünkü anlayışla bir avuç insana ‘2019’da milletçe İstanbul’a dur dedik’ diyoruz. Milletin iradesine saygı göstermeyenler, halkından gereken muameleyi görmüş, yüzbinlerce farkla muamele görmüştür.”
“EKREM İMAMOĞLU ÇOCUKLARINIZIN GELECEĞİ İÇİN KONUŞUYOR”
Sürecin Ekrem İmamoğlu için kişisel bir sorun olmadığını vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Bu, millet iradesini hiçe sayma meselesidir. Bu adalet arama sürecini yaparken dostlarından, hemşehrilerinden ve tüm milletimizden şunu diliyorum: Ekrem İmamoğlu aslında her birinizin çocukları adına konuşuyor. Çocuklarınızın, kızlarınızın ve oğullarınızın geleceği için konuşuyor. Kendi çocuğumun adaletsiz uygulamalarla herhangi bir güce boyun eğmesine asla ama asla tahammül edemem. Buna izin veremem. sonuna kadar deneyeceğim Bu nedenle benim çocuğum kadar bu ülkenin her çocuğu özgürlüğü hak ediyor. Onlar için de mücadele edeceğiz. Ve inşallah millet olarak hak ettiğimiz yönetim anlayışına hep birlikte bu Mayıs ayında kavuşacağız. Cumhuriyetimizin 100. yılına yakışan 14 Mayıs’ta milletimize, ülkemize, şehirlerimize, Giresun’a hep birlikte bir demokrasi ve adalet bayramı yaşatacağız Allah’ın izniyle. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Biz kararlıyız. Utanmayı bilmiyoruz. Asla ama asla birbirimizden ayrılmayacağız. Bundan sonra milleti ayırmaya değil, milleti kucaklamaya, kendimize çekmeye çalışıyoruz. Gereğini yapacağız. Tek şart bu. Her zaman birlikte. En doğru çalışmayı yapacağız. Milletimize karşı sorumluyuz. Sizinle konuşacağız, sizi dinleyeceğiz. Sonunda başaracağız. Yolumuz açık olsun.”
Konuşmaların ardından Torun, İmamoğlu ve beraberindeki heyet, Karadeniz’in makam odasında yorgunluk çayı içti. İmamoğlu’nun Giresun tipi başladığı gibi vatandaşların yoğun ilgisi altında sona erdi.
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı