Mansur Yavaş: İstanbul’daki aday emeklileri zor durumda bıraktı
HABER: MERVE İTİMAT – KAMERA: DURSUN ALKAYA
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ise, “İstanbul’daki aday ‘İki bin lira vereceğim’ dedi. Ankara’daki aday ‘Beş bin lira vereceğim’ dedi. Yani bunu kabul ediyorlar, mensubu oldukları hükümet emekliyi zor durumda bırakmış, gidip bunu hükümete anlatacaklar, ‘Ankara ve İstanbul’daki emekliler geçimlerini sağlayamıyor’ demeleri gerekmez mi? , onlara daha fazla zam mı verelim?’ Açık çek var, İstanbul’daki aday şu anda iktidarda değil ama Ankara’daki aday hala belediye başkanı. Onun ilçesinde 50 bin aileye destek veriyorum.” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bugün Polatlı Seçim Uyum Merkezi’nin açılışına katıldı.
Mansur Yavaş açılışta yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“KORKACAK VEYA KORKACAĞIMIZ BİR ŞEY YOK”
“Amacımız geçmiş dönemleri karalamak değil. 2019 öncesinde bu meydanlara geldiğimizde sadece vaatlerimizle karşınıza çıkıyorduk. Şimdi ise yaklaşık 5 yıldır yaptığımız eylemlerle karşınıza çıkıyoruz. Aday olduğumuzda. Beş yıl önce biz ‘Belediyeyi yönetemiyorlar, maaşları bile ödeyemiyorlar, kendi çıkarları için sosyal yardımları kesecekler’ dedik, düzenin devamını istedikleri için korku politikası ürettiler, halkımız yaptı. Ben de bilmiyorum.Ankara belediye başkanı gerçekten değişse ne değişirdi… 25 yıldır diğer yönetim görmedi.Beypazarı’nda yaptığımız çalışmalarla Ankara halkının karşısına çıktık ve artık çok farklı bir belediyemiz var, gösterdik gerçek belediyecilik nedir. Yıllardır Ankara halkının saf parasını biz proje yapıyoruz diye pahalı projelere, Çin oyuncaklarına, plastiğe harcadılar. Önceliğimiz beton ve plastik olamaz. Yapacağız dedik. Ankara halkının öncelikli ihtiyaçlarını yapın. Tüm ihalelerimizi canlı yayınlamaya başladık. . 1.800 sivil toplum kuruluşu bir araya gelerek kent konseyini kurdu. Üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortak akılla Ankara’yı yönetmeye başladık. Bu ihaleleri yaparken yaptığımız tüm işlerin maliyetini de gerekirse duvarlara görünür şekilde astık. Her kuruşuna web sitemize yazdık. Sayıştay raporları dahil her şeyi yayınlıyoruz. Allah’a şükür tereddüt edecek, korkacak bir şeyimiz yok. Kendi paramızı harcıyormuşuz gibi sizin paranızı da harcadık. Kendi paramızı harcamadan hiçbir projeye girişmedik. Beş yılın sonunda Ankara’da hırsızlık yapmadan da çalışmanın mümkün olduğunu tüm dünyaya gösterdik. “‘Çalır ama işe yarar’ felsefesini Ankara’nın her yerinde toprağın altına gömdük.”
“GÖZLERİ BETON VE PLASTİĞİ ARIYOR”
Ankara’da 232 köyde kanalizasyonun olmadığını gördük. Birçok köyde su yok. Önceki belediye başkanları seçilmişti ve bir daha hiçbir ilçeye gitmediler. Ama burada ne kadar su sorunu yaşansa da aynı gece geri döndüm. Bir evde su yoksa benim evimde de su yokmuş gibi hissederdim. Bütün tankerleri bu şekilde yönlendirerek en azından hasarı azaltmaya çalıştım. ‘Mansur Yavaş ne yaptı?’ Gözleri beton ve plastik arıyor.
İlk mecliste Polatlı’nın suyunu gündeme getirip kredi istedik. O toplantıda bir liderimiz yoktu. Daha sonra bu konu gündeme gelince reddetme kararı aldılar, ben de veto ettim. Mürsel Önderimiz el koydu. Polatlı’ya gelecek su konusunda kim ne derse desin hayır diyemeyeceğimizi söylediler. Olumlu oy kullandılar. Ancak yedi ay sonra mahkemeden izin alabildim. Çünkü Mansur Yavaş’ın sözünü tutmamasını istiyorlardı. Polatlı susasın. Öyle bakıyorlardı… Şimdi Tatlar Arıtma Tesisi projesi var. Cumhurbaşkanının onayladığı projeyi dahi reddediyorlar. Ne insan sağlığını, ne insan hayatını, ne de ihtiyaçlarını düşünüyorlar. Rakibimiz buraya geldi ve ‘2024’te suyu buraya akıtacağız’ dedi. O bu sözleri söyler söylemez boruya su vermeye başladık. Belediye meclisine gelmediği için Ankara’da yaptığımız çalışmaları takip etmedi. Ne yazık ki hiçbir şey bilmiyor. ’26 köyde su yok’ dedi. Kendisine sordum ve sadece bir köyde su vardı. İnşallah onu da vereceğiz. Borular özel imal edilmişti, pandemi döneminde çalıştırılması mümkün değildi. Söz verdiğimiz için suyu verdik.
“ANKARA’DAN ALDIĞIMIZI ANKARA’YA HARCIYORUZ”
Bundan daha değerli bir proje var mı? Çin’den oyuncak gelmesin ve gereksiz beton dikilmemeli. Polatlı yolunda insanlara faydası olmayan kapılar ne işe yarar? Bunlar proje mi? İçerisinde insan bulunmayan hiçbir projeyi kabul etmiyoruz. Biz bizden öncekilerin yapmadığı kırsal kalkınma desteklerini başlattık. Bu destekleri Ankara genelinde sağlayarak Ankara halkının en iyi bildiği işi yapıp tarıma yönelmesini sağladık. Tohum, fide ve mazot yardımında bulunduk. Onları geri alım garantisiyle geri verdiğimiz gün geldi. Ankara’da beş yılda yaklaşık 880 milyon liraya yakın kırsal kalkınma desteği sağladık. Bunun karşılığında çiftçilerimiz 6,5 milyar lira civarında gelir elde etti. Hemşerilerimize hayırlı olsun. Ankara’dan aldığımızı Ankara’ya harcıyoruz. Asla boş ve çöp projelere para harcamayız.
‘İşçileri işten çıkaracak’ dediler. Hiçbir işçiyi işten çıkarmadık. Çalışan herkes meslektaşımızdır dedik. Kendi belediyelerinde kendi partililerini işten attılar. İşçi haklarını çok iyi biliyorlardı. Verdiğimiz zammı az buluyorlar. Kendi belediyelerinde bile birlik yok. Dolayısıyla bugün bu zihniyet sona ermiştir. Devletin parasını israf etme işi ortadan kalkar.
Basın mensupları sordu, rakibim ‘Bizim açık çekimiz var, devlet gerektiğinde bize yardım eder’ dedi… Bu nasıl oluyor? Herkesin ödeneği kanunla belirlenir. Ama belli ki İller Bankası’ndan bize bir kuruş kredi verilmeyecek. Devlet bankalarından kredi istiyorsunuz, bir kuruş kredi vermiyorlar, geri bile dönmüyorlar. Onlara ayrıcalıklar verecek ve buna adalet denecek. Böyle adaletin canı cehenneme. Ben de Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarının kendine yettiğini söyledim. Seni gölgelemelerine izin verme, başka nimet istemiyorum. Beni engellemezlerse yeter dedim.
“YÖNETİCİ, YÖNETTİĞİ YERDE BİRİSİNİN AÇLIKTAN ÖLÜMÜNDEN BİRİNCİ DERECE SORUMLUDUR”
“Bugün internette gördüm… Bir bayana ‘Ankara’da kime oy vereceksiniz?’ diye sordum. ‘Elbette oyumu Mansur Yavaş’a vereceğim’ diye soruyorlar. ‘Peki neden?’ diyorlar… ‘Her şeyi o hallediyor, arabam kaza yaptı, sigortadan önce bu belediye geldi’ diyor. Özellikle ekonomik krizin ağırlaştığı pandemi döneminde, ağır enflasyon koşullarında bile vatandaşlarımızın yanında olacağız, bu bizim görevimizdir, yönettiği yerde birilerinin açlıktan ölmesi durumunda öncelikle yönetici sorumludur. Birisi soğuktan dolayı donarsa birinci derecede sorumludur. Bu nedenle muhtarlarımızı özellikle kış günlerinde sık sık ihbarname göndererek ortak sorumluluğa davet ediyorum.
“31 MART’TAN SONRA O BOŞ ÇEK KULLANACAK MISINIZ?”
İstanbul’daki aday ‘İki bin lira vereceğim’ dedi. Ankara’daki aday ‘Beş bin lira vereceğim’ dedi. Yani ait oldukları hükümetin emeklileri zor durumda bıraktığını kabul ediyorlar. Gidip hükümete bunu anlatacaklar. ‘Ankara ve İstanbul’daki emekliler geçimlerini sağlayamıyor, onlara daha fazla zam yapsınlar’ demeleri gerekmez mi? Açık çek vardı, İstanbul’daki aday şu anda iktidarda değil ama Ankara’daki aday hâlâ belediye başkanı. Onun ilçesinde 50 bin aileye destek oluyorum. Hiç kimseye hiçbir şekilde ayrımcılık yapmıyoruz. Ben o ilçede 50 bin kişiye destek olurken, bu arkadaşımız da 2.200 aileye destek oluyor. Bütçesinin yüzde 4’ünü ayırdı. Yüzde 4’ün yüzde 1,5’unu veriyor, yüzde 3,5’ini çılgın projelerine harcıyor. Bir ilçeye gitti ve ‘Sermaye Kartı çıkaracağım’ dedi. ‘Ben para yükleyeceğim, sen istediğin yerden alabilirsin’ dedi. Üç yıldır merhamet uyguluyorum, hiç duymadın mı? Ayrıca 5 bin lira verecekseniz neden şimdi belediye başkanı olduğunuza göre vermiyorsunuz? Bakanlardan açık çek aldınız. O boş çeki 31 Mart’tan sonra kullanacak mısın? Şimdi kullan…”